İSTANBUL (AA) – INVAMED, venöz sistem hastalıklarının tedavisinde kullanılacak Venöz Stent üretti.
Şirketten yapılan açıklamaya göre, Venöz hastalıklar, dünya genelinde milyonlarca insanı etkileyen yaygın sağlık sorunları arasında yer almakta ve ciddi morbiditeye yol açabiliyor.
INVAMED, venöz stent teknolojisinde öncü bir rol üstlenerek, hasta bakımını dönüştürmekte ve venöz sistem hastalıklarının yönetiminde yeni standartlar belirliyor.
Şirketin geliştirdiği venöz stentler, özellikle periferik venöz hastalık, may-thurner sendromu, kronik venöz yetmezlik gibi durumlar ve derin ven trombozu sonrası gelişebilecek post-trombotik sendromun tedavisinde kullanılıyor.
INVAMED stentler, yüksek derecede biyouyumluluk sunan gelişmiş malzemelerden üretildiği belirtilen açıklamaya göre, esneklik ve dayanıklılık özellikleri, venöz damarların doğal hareketlerine uyum sağlamasına olanak tanırken, stentlerin damar içinde stabil kalmasını sağlalmakta.
INVAMED venöz stentlerinin özelleştirilmiş tasarımı, geniş damar çapları ve venöz basınç değişikliklerine uyum sağlayabilecek şekilde optimize edildi.
– Venöz Stentlerin önemi ve INVAMED'in rolü
Venöz sistemdeki daralmalar ve tıkanıklıklar, kanın kalbe dönüş yolunda ciddi engeller oluşturabilir. Bu durum, bacaklarda ağrı, şişlik ve ciddi vakalarda venöz ülserasyona yol açabilir. INVAMED'in venöz stentleri, bu engelleri aşarak kan akışını normale döndürmek ve hastaların yaşam kalitesini önemli ölçüde iyileştirmek için tasarlandı.
Şirketten elde edilen istatistiksel verilere göre, INVAMED venöz stentlerinin kullanımı sonrasında, tedavi edilen hastaların yüzde 90'ından fazlasında semptomlarda önemli düzelme gözlemlendi. Bu iyileşmelerin büyük bir kısmı, stent yerleştirme işleminden sonraki ilk 12 ay içinde kaydedilmiştir.
INVAMED Venus Venöz Stent Sistemleri, May-Thurner sendromu, periferik venöz hastalıklar ve post-trombotik sendrom gibi durumlarda başarıyla kullanıldığı alanlar.
INVAMED, stentlerinin geliştirilmesi ve uygulanması sırasında, multidisipliner bir yaklaşım benimsendiği kaydedilen açıklamada, bu yaklaşımın, vasküler cerrahlar, intervensiyonel radyologlar ve kardiyologların yakın işbirliği içinde çalışmasını içerdiği bildirildi.
