İSTANBUL (AA) – Sergi, Hz. Mevlana’nın tasavvufi derinliğini tezhip sanatının zarafetiyle buluşturarak, sanatseverlere ilham veren bir atmosfer sunmayı amaçlıyor.
İran İslam Cumhuriyeti Başkonsolosu Ahmet Muhammedi, serginin açılışında yaptığı konuşmada, 2025 yılının “İran-Türkiye Kültür Yılı” ilan edildiğini belirterek, serginin bu yıl düzenlenecek etkinlikler için bir başlangıç olduğunu söyledi.
Muhammedi, iki ülkenin zengin bir tarihi geçmişe sahip olduğuna işaret ederek, “Sergi, iki ülkenin ne kadar kadim paylaşımları olduğunun bir göstergesidir. Hz. Mevlana, bu iki ülkenin ve kültürün ortak bir paydasıdır. Mevlana’nın dünya görüşü, bizim sanat ve felsefemize büyük etkiler bırakmıştır. Onun da söylediği gibi ‘Aynı yürekten olmak, aynı dilde olmaktan daha etkilidir.’ 2025’te, bu sergide olduğu gibi iki ülkenin tarihi geçmişini anlatan çok sayıda etkinliğe şahitlik edeceğiz.” dedi.
“Hz. Mevlana dünyanın dört bir tarafını etkilemiş, çok önemli bir isimdir”
İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürü Hüseyin Keskin de Türkiye ile İran arasında imzalanan protokolle 2025’in kıymetli bir yıl olacağını dile getirerek, “Hz. Mevlana, asırlardır sadece coğrafyamızı değil, dünyanın dört bir tarafını etkilemiş, çok önemli bir isimdir. Onun kıymetli sözlerinin tezhip sanatının zarafetiyle buluşması takdire şayandır. Emeği geçen herkese çok teşekkür ediyoruz.” diye konuştu.
IRCICA Genel Direktörü Prof. Dr. Mahmud Erol Kılıç ise Hz. Mevlana’nın herkesin ihtiyaç duyduğu “yüce bir bilge” olduğunun altını çizerek, “Özellikle içinde bulunduğumuz siyasal olarak hareketli ortamlarda, kültür adamlarına kritik görevler düşmektedir. Biz inanıyoruz ki kültür birleştirir, fakat siyaset bazen ayırır. Elimizden geldiği kadar, Hz. Mevlana’nın ‘Biz birleştirmeye geldik, ayırmaya değil.’ sözüne bağlı kalmaya çalışacağız.” ifadelerini kullandı.
Hz. Mevlana’nın bir “gönül eri” olduğunu vurgulayan Kılıç, şunları kaydetti:
“O, bir milliyete ve coğrafyaya hapsedilemeyecek kadar büyük bir zattır. Hz. Mevlana insanlığın ortak malı, İslam ümmetinin medar-ı iftiharıdır. O, çileli bir hayat yaşamış bir muhacirdir. Anadolu’ya gelmiş ve burada o kadar gönülden konuşmuştur ki dünyada vicdan sahibi herkesi cezbetmiştir. Geçmişte İslam ümmeti onun ne demek istediğini çok iyi bir şekilde anlamıştı. Ümit ederiz ki İslam dünyası, Hz. Mevlana’nın misyonunun ve davasının ne olduğunu modern zamanlarda da kavrar. Onun fikirleri doğrultusunda İslam ümmetinin yeniden inşa edilmesi, bizi geleneğimize daha sağlam bağlayacaktır.”
Sergide eserleri yer alan sanatçılar arasında Hamidreza Jamshidi, Afsane Dayemi, Naime Baghari, Parisa Jamshidi, Sayyed Hassan Kazami Tabar, Abolfazl Amini, Gholamreza Sadreddin, Masoume Zamani, Panouye Toutounchian, Azita Jafari, Reza Hashemlou, Zahra Tori, Shahram Gholami, Someye Adhami Kashani, Zohre Kamkar, Seyyed Mohommad Sadegh Mousavi ve Mehrdad Karimi bulunuyor.
“La Mekanın Nakşı: Mevlana ve Tezhip” sergisi, 26 Mart’a kadar ziyaret edilebilecek.
Muhabir: Ümit Aksoy
