FETÖ’nün emniyet ve yargı bürokrasisinde ne derece örgütlü olduğu 15 Temmuz darbe girişiminde ortaya çıkmıştı. Türkiye’deki terör örgütlerini kontrol altına almak isteyen FETÖ, devletin istihbarat imkanlarını bu doğrultuda uzun yıllar kullandı. Terör tehdidinin bütünüyle ortadan kalkmasını istemeyen FETÖ, terör örgütlerini gerektiğinde kullanabileceği bir silah olarak gördü. FETÖ’nün DHKP-C’ye olan yaklaşımını da bu çerçevede ele almak gerekiyor.
FETÖ – DHKP-C ilişkisine dair ortada çok sayıda delil var. İlk olarak Türkiye’nin en önemli iş adamlarından biri Özdemir Sabancı’nın öldürülmesi olayına odaklanmak gerek.
Özdemir Sabancı, 9 Ocak 1996’da öldürülürken, cinayetin tetikçiliğini DHKP-C’li teröristler Fahriye Erdal, İsmail Akkol ve Mustafa Duyar üstlendi.
Ergenekon davaları sürecinde Muammer Akkaş dosyayı yeniden ele aldı. Ancak Akkaş dosyayı 3 yıl boyunca elinde tuttu, olayın aslına yönelik hiçbir soruşturma yapmadı. Akkaş aynı zamanda 7 Şubat 2012’de MİT Müsteşarı Hakan Fidan hakkında da yakalama kararı çıkarmıştı. 17-25 Aralık darbe girişiminin de savcılarından olan Muammer Akkaş, Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlunu ifadeye çağırmış, yolsuzluk adı altında siyaseti dizayn etmeye çalışmıştı. FETÖ’cü Muammer Akkaş, 17 Aralık darbe girişiminden sonra ise yurt dışına kaçmıştı. Terör örgütü DHKP-C’nin Türkiye’nin en önemli iş adamlarından birini öldürmesine ilişkin dosya, FETÖ’cü savcı tarafından kapatıldı.
FETÖ ile DHKP-C ilişkisini gözler önüne seren bir diğer başka noktayı ele alalım. Tarihler 19 Ocak 2014’ü gösterdiğinde, FETÖ, MİT tırlarının durdurulması operasyonunu gerçekleştirdi. Eş zamanlı olarak, Türkiye’nin terör örgütlerine destek olduğu yönünde kara propaganda çalışmaları başladı.
Süleyman Bağrıyanık tır baskını yapıldığında Adana Başsavcısı olarak görev yapıyordu. FETÖ’nün en önemli operasyonlarından birinde yer alan Bağrıyanık, meslekten ihraç edildikten sonra tutuklandı. Bağrıyanık’ın ismi 15 Temmuz darbecilerinin hazırladığı sıkı yönetim listesinde de yer aldı.
Dönemin Adana Başsavcısı Bağrıyanık ile Hakan Evcin arasındak ilişkiyi irdeleyelim. FETÖ’cü Bağrıyanık’ın evinde arama yapan polis, Hakan Evcin’in de evde olduğunu tespit etti.
Peki FETÖ’cü savcının evinden çıkan Hakan Evcin kimdir? Avukatlık yapan Hakan Evcin’in birçok DHKP-C eyleminde boy gösterdiği göze çarpıyor.
Hakan Evcin, gezi olaylarında ‘kırmızı fülarlı kız’ olarak tanınan Ayşe Deniz Karacagil’in de avukatlığını yaptı.
Gezi olaylarında kendisini çevreci aktivist olarak tanıtan Ayşe Deniz Karacagil Kandil’e çıkarak PKK’ya katıldı.
Ayşe Deniz Karacagil’in PKK elebaşı Murat Karayılan’ın en mahrem ekibine girdiği ifade edildi.
Kaynak: http://fetogercekleri.com