NEVŞEHIR (AA) – Küçük yaşlarda babasının atölyesinde başladığı meslek hayatını uzun yıllar sürdürdükten sonra 2011’de emekli olan Körükcü, üretim ve pazarlamayı noktalamasına rağmen atölyesini kapatmak istemedi.
Bir süre daha mesleğini yürüten Körükcü, son 2 yıldır hobi amaçlı minyatür testi üretimi yapmaya başladı.
Yıllarca edindiği tecrübeyi minyatür çalışmalarına yansıtan Körükcü, zahmetli üretim aşamasının ardından ortaya çıkardığı ürünleri yerli ve yabancı turistlere hediye ediyor.
Körükcü, AA muhabirine, atölyesindeki geleneksel tezgahın başına geçip çamurla uğraşmaktan keyif aldığını belirtti.
Meslek hayatı boyunca atölyesinde ve bir süre de ilçedeki Halk Eğitimi Merkezinde sanatını gençlere aktarabilmek için çaba harcadığını anlatan Körükcü, son yıllarda minyatür testi üretimine yöneldiğini söyledi.
Minyatür testilerin ilçenin simgesi olmasını istiyor
Körükcü, atölyesinin çevresindeki meslektaşlarıyla sohbet edip, yıllarını verdiği sokakta emekliliğini de değerlendirdiğini kaydetti.
Yarım asırdan fazla süre içinde aynı tezgahta çanak malzemeler üreterek, ilçeye gelen turistlere pazarladığını aktaran Körükcü, uğraş verdiği mini testilerin parmaklarındaki yeteneğin kaybolmamasını sağladığını dile getirdi.
Minyatür testileri hediye ettiği kişilerin mutlu olduğunu görmekten hoşlandığını ifade eden Körükcü, şöyle konuştu:
“Mesleğe 7 yaşında başladım. Okul tatillerinde atölyede vakit harcadık. Askerden sonra turizme yönelik üretime başladım. Tarihi eserlerin benzerlerini ve heykel yaptım. Emekliliğe rağmen buradan kopmak mümkün değil. Toprakla uğraşmak bana zevk veriyor. Atölyemi olduğu gibi tutuyorum. Gelip burada televizyon izlerim, vakit geçiririm. Uğraş verirken kendimi genç hissediyorum. Minyatür testi yapımı büyüklerine göre daha zor. Basit gibi görünüyor ama yapması, kulp takması, sonrasında cilası çok önemli, çok zaman alır. 100 tanesini iki saatte yapıyorum, kulpu üç saat vakit alıyor, cilalanması da 2 günde ancak bitiyor. Satmak için üretmiyorum. Zevk alıyorum. Birine verdiğimde boynuna taktığında gurur duyuyorum. Avanos’un simgesi haline getirmek istiyorum. Bunu yapan başka yer de yok. Karşılaştığım kim olursa olsun dağıtıyorum, nasıl yaptığımı soruyorlar. El emeği ile yaptığımı anlatıyorum.”
Muhabir: Behçet Alkan
